NİSAN 2012 DUS
YANLIŞ – TARTIŞMALI ya da ÖZENSİZ SORULAR

Değerli meslektaşlarımız,

Nisan 2012 DUS’u geride kaldı.

Aşağıda, meslektaşlarımızdan gelen anlamlı tüm itirazlara orijinal textbook görüntüleri ile hazırlanmış olan görüşlerimizi bulacaksınız.

Meslektaşlarımız; diledikleri sorulara itiraz prosedülerine uymak şartıyla itiraz edebilirler. Bu konuda itiraz hakkınız, sadece sınava girenlere tanındığını önemle hatırlatmak isteriz.

Hak edenin kazanması dileğiyle…

Burada yer almayan, ancak çelişkili olduğunu düşündüğnüz soruların açıklamaları için hocalarımızın sesli soru çözümlerini takip edebilirsiniz.

Sesli soru çözümleme çok yakında www.dusdata.com ana sayfasından ulaşabilirsiniz.

Temel Bilimler 16. Soru

16. Yüzme takımı seçmeleri için sağlık kontrolünden geçen 18 yaşındaki erkek sporcunun solunum fonksiyon testinde, ZVK1 (FEV1) değeri en az yüzde (%) kaç olmalıdır?

A) 50

A) 60

A) 70

A) 80

A) 90

Doğru cevap: D

Soru kökü hatalı bir soru.

FEV1 değeri 1. saniyede zorlu olarak çıkartılan hava hacmi anlamına gelir. Oran olarak sorulmak istenen burada FEV1/ FVC değeri olsa gerek. O durumda bile kaynaklarda net bir değerden tam olarak bahsedilmez. FEV1 / FVC oranı %80 – 83’tür. Fakat en az ifadesi eklenirse %70 alt değerdir.

Soruya itirazı zorlaştıran şey ise; soru cümlesindeki ifadelerle herhangi bir Textbook’dan aksini NET olarak ispat edecek yazılı kanıtların olmamasıdır.

Klinik Bilimler 2. Soru


2. Aşağıdakilerden hangisi, amalgam restorasyonların uzun süre kullanımını kısıtlayan etkenlerden biri değildir?


A) Restorasyonun kırılması
B) Korozyon
C) Aşınma
D) Sekonderçürük
E) Hassasiyet


Doğru cevap: C

Bu soruda iki doğru cevap olabilir. B ve C.

Öncelikle soru cümlesinden başlayalım. “Amalgam restorasyonlarının uzun süre kullanımını kısıtlayan etkenlerden bir değildir?” cümlesinden anlaşılan şudur: Uzun süre kullanım için dört seçenekte dezavantaj, bir seçenekte ise avantaj yer almalıdır.

“Resterasyonun kırılması”, “sekonder çürük” ve altına yalıtkan bir malzeme koyulmadığından “hassasiyet” seçenekleri amalgamın dezavantajlarındandır.

C seçeneğindeki “aşınma”, amalgamın uzun süre kullanımının bir dezavantajı değildir ve amalgam uzun süreli “mükemmel aşınma direnci” ile karakterizedir. Temel sorum B seçeneğidir. Amalgamın uzun süre kullanımı “korozyon” a uğrar. Ancak bu avantaj mıdır? Dezavantaj mıdır?

Şimdi, bu bilgiler ışığında refaranslarla soruyu baştan irdeleyelim;

Amalgam dolguların uzun zamanlı kullanımıyla ile ilgili bir değerlendirme yapılacak ise amalgamın bileşimindeki bakır oranının yüksek veya düşük olması önemlidir. Çünkü amalgamın içersinde bulunan bakır içeriği amalgamın korozyon, creep gibi bazı özelliklerini etkilemektedir. Bakır içeriğinin fazla olması (yüksek bakırlı amalgamlar) amalgamların dayanıklılığını arttırmakta ve gama2 fazını ortadan kaldırmaktadır. Amalgamın içeriğinden bahis edilmesi bunun için önemlidir. Mesela çinkolu, düşük bakır içerikli ve yüksek bakırlı içeriklerin çinkosuz amalgamlara göre %20-50 daha fazla ağızda kaldığı tespit edilmiştir. (5)  Amalgam dolguların uzun dönem kullanılmaları sürecinde korozyon ürünleri amalgam ve diş dokusu arasını kapamasından dolayı faydası olan bir özellik olarak görülebilmektedir.(1-4) Ancak sorunun B şıkkında belirtilen korozyonun kimyasal korozyon mu yoksa elektrokimyasal korozyon mu olduğunda bahis edilmemiştir. Kimyasal korozyon (2) metal iyonlarının ortamdaki oksijen atomları ve diğer atomlar ile birleşmesi sonucu oluşan bir kimyasal olaydır. Bu korozyon sadece yüzeyel bir tabakada oluşmaktadır. (3) Bundan dolayı da herhangi bir estetik özelliği bozma dışında amalgamın bir özelliğini etkilememektedir.

Elektrokimyasal korozyon ise (2) farklı yapıdaki iki farklı elektrotun arasında oluşan bir tepkimedir. Bir elektrolite bağlandığında anot kısmında metalik iyonlar oluşurken katoda doğru elektron akışı gelişmektedir. Yani anotik ve katodik reaksiyonlar oluşmaktadır.

Düşük bakır içerikli amalgamlarda (4) oluşan elektrokimyasal korozyon (gama2 fazının korozyona sebebiyet olmasından dolayı) sırasında Sn-Hg okside olup Sn-O veya Sn-Cr veya her ikisine de dönüşebilmektedir. Oksitler kristal olarak çökelmekte ve Sn-Hg fazının işgal ettiği boşlukları doldurmaktadır. Amalgam kenarları boyunca Sn-O mikro sızıntıya karşı aralıkları doldurmaya yardım ederler. Amalgamların dişten 2,5 kat daha fazla olan doğrusal bir termal genleşme göstermesi diş sert dokularının bir adezyon yapmadığını gösterir. Amalgamların ısısal genleşme kat sayısının diğer restoratif materyallerle kıyaslanması (7) amalgamın diğer materyallere göre daha avantajlı veya dezavantajlı olduğunun sorgulanması gerekir. Ekspansiyon ve kontraksiyon sırasında dış duvarlarda ve kenarlar boyunca korozyon ürünlerinin sıvı akımını engellemez ise duvarlar boyunca ayrılmalar olacaktır.

Bu açıklamalar ışığında düşük bakır içerikli amalgamlarda daha fazla olan elektrokimyasal korozyon uzun sürede mikro sızıntıyı engellemesi açısından önemli bir özellik olarak değerlendirilebilir. Bu şık doğru cevaplar içerisinde olmalıdır. Soruda amalgamın içeriğinin bildirilmemesi veya başka bir materyal ile kıyaslanmaması ve B şıkkında belirtilen korozyon tipinin bildirilmemesi eksik bilgi olarak algılanabilmekle birlikte yukarıda bahsedildiği gibi uzun dönem değerlendirmelerle birlikte mikro sızıntıyı azaltması sebebi ile soruda doğru şık olarak görülmektedir.

Amalgamın uzun yıllardır (6) tercih edilmesinin sebepleri arasında kolay uygulanması mükemmel aşınma dayanıklılığından bahsedilmektedir. Buradaki ifade yıllardır tercih edilmesi olarak tarif edilmekte ama soruda amalgam restorasyonun uzun süreli kullanımından söz edildiği anlaşılmaktadır. Bu anlam karmaşası bir eksiklik veya yanlış yönlendirmeye yol açabilmektedir. Böylelikle de sorunun anlamı değişebilmektedir.

Sorunun E şıkkında hassasiyet yazmaktadır. Amalgamın yalıtkan olmaması hassasiyet sebebidir. (6)  Ancak amalgamın iletken olmasından dolayı amalgamların altında yalıtkan bir malzeme kullanılarak bu sorun giderilmektedir. Soru kökünde ideal şartlarda yapılmış bir amalgam dolgu ibaresi olmamasına rağmen sorunun bu şekilde sorulduğu düşünüldüğünde hassasiyet bir sorun olarak görülmemelidir. Olacak sorun amalgamın altında kullanılan yalıtkan materyalden kaynaklanacaktır.

Sorunun D şıkkındaki sekonder çürük oluşumu mikro sızıntıya bağlı olarak gelişen bir durumdur. Ancak amalgamın diğer restorasyonlardan hangisiyle kıyaslandığında sekonder çürüğün fazla olduğundan söz edilmemiştir. İdeal yapılmamış uzun dönemde mikro sızıntıya bağlı sekonder çürük oluşumu mevcuttur. Bunun için amalgamın sekonder çürük değerlendirilmesinin en ideal şartlarda diğer restoratif materyallerin uygulanması ile ilgili bir değerlendirme gerekmektedir.

1


2


3


4


5


6


7

Klinik Bilimler 8. Soru


8. Lizozim aşağıdaki mekanizmalardan hangisiyle plakta oluşan bakteri çeşitliliğini kontrol eder?

A) Oligosakkaritlerin oluşumunu artırarak
B) Bakteri yapışmasını inhibe eden serbest yağ asitlerinin oluşumunu tetikleyerek
C) Bazı demire bağımlı bakterilerin gelişimini inhibe ederek
D) Plak formasyonunu baskılayan peptidoglikanları aktive ederek
E) Presipitasyon yoluyla bakteri büyümesini yavaşlatarak


Doğru cevap: YOK (ÖSYM’nin açıkladığı doğru cevap: D)

Bu soruda doğru cevap YOKTUR. Doğru cevap olarak verilen D seçeneği yanlış kelimelerle ve tamamen ters bir anlam ile ifadelendirilerek kurgulanmıştır.

Doğru bilgi şudur:

Bu soruda tükürüğün antibakteriyel etkisi olan lizozim ile ilgili bilgi sorgulanmıştır. Lizozimin etki mekanizması bakteri hücre duvarında bulunan peptoglikan tabakasındaki, N-asetil muramik asit ile N-asetil glikoz amin arasındaki b(1-4) bağlarının hidrolizi yoluyla var olan peptoglikanları yıkarak etki etmektedir. Bu yıkıcı etkiye “muramidaze aktivitesi” de denmektedir. Yani D seçeneğinde “plak formasyonunu baskılayan peptoglikanları yıkan muramidaz aktivasyonu ile” denseydi o zaman bu seçenekler doğru olurdu. Yani sorunun cevabı bakteriyel otolizis’i hücre duvarını yok ederek aktive etmektedir.

Klinik Bilimler 9. Soru


9. Aşağıdaki cihazlardan hangisi, lazer floresans özelliğiyle çürük teşhisine yardımcı olur?

A) DIAGNOdent
B) DIFOTI
C) QLF
D) ECM
E) TACT


Doğru cevap: A

Soru hem kurgusal olarak hatalıdır, hem de teknik olarak sorunludur.

Birincisi DIAGNOdent KaVo Biberach adlı bir alman şirketine ait bir ticari markadır. Hiçbir hekim ticari markaları bilmekle sorumlu tutulamaz. İçeriklerini, yöntemleri ve etki mekanizmalarını bilmekle yükümlüdür.

İkincisi burada sorgulanan şeyin metodu QLF’DİR. DIAGNOdent ise bu QLF yöntemini uygulama cihazıdır.

Üçüncüsü böylesi bilimsel bir sınavda İngilizce terimlerin baş harflerinden oluşan kısaltmalar kullanılmaz ve asla kullanılmamalıdır. Hiçbir hekim DİFOTİ, QLF, ECM ya da TACT ne olduğunu bilmekle yükümlü değildir.

Bu sebeplerle soru kesinlikle iptal edilmelidir.

Detaylı bilgiler ve referanslar aşağıdadır.

Bu soruda dişin sert dokularının farklı ışık geçirebilme kapasitelerine dayanılarak yapılmış olan erken çürüklerin ileri çürük tespit yöntemi ve cihazı sorgulanmaktadır.

Quantitative-laser-or-light –inducet fluorescence metodunun uygulama cihazı DIAGNOdent cihazı sorulmuştur. DIAGNOdent KaVo markası tarafından üretilmiş bir cihazdır. QLF metodunun sorulması daha uygun olarak değerlendirilmektedir.


Klinik Bilimler 10. Soru


10. Hidrofilik ve hidrofobik uçları olan, özellikle amalgam bonding sistemlerde tercih edilen monomer aşağıdakilerden hangisidir?

A) TEG-DMA
B) Bis-GMA
C) UDMA
D) HEMA
E) 4-META


Doğru cevap: E

Bu soru temelde yanlış olmamakla birlikte, seçeneklerdekilerin tümü uç düzeyde kısaltmalardır. Hiçbir hekimin tüm maddelerin kısaltmalarını bilme yükümlülüğü yoktur. Kısaltmaların Türk Dil Kurumunda yeri de yoktur. Belki de aynı uzun isme farklı hekimler kolay hatırlamak için farklı kısaltma kodları kullanabilirler.


Aşağıdaki textbooklarda bu konu ile ilgili yazı ve açıklamalarda içerik bulunmamaktadır. Ancak “Kompozit Restorasyonlar” kitabında -Amalgam bonding’lerin molekülünde hidrofilik ve hidrofobik terminal grup taşıyan 4-metakriloksi etil trimellitate anhidrit (4-META-4-metacryl-oxy ethyl trimellitate anhydride) bulunmaktadır- şeklinde yer almaktadır.

TEG-DMA : Trietilen Glikol Di Metakrilat.

Bis-GMA : Bisfenol A Glisidil Metakrilat.

UDMA: Üretan Di Metakrilat.

HEMA : Hidroksi Etil Metakrilat.

4-META: 4 Metakrioksietil Trimellitik Anhidrat.





Klinik Bilimler 11. Soru


11. Alt çenesinde sadece periodontal olarak sağlıklı anteriordişlere sahip bir hastada gingival marjin ile ağız tabanıarasındaki mesafe 11 mm’dir.

Planlama ilkeleri doğrultusunda, bu hastada kullanılacak ana bağlayıcı ve gerekçesi aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?


   Ana bağlayıcı                                Gerekçe


A) Lingual bar                Ağız tabanı ve alt anterior dişlerin gingival marjinleri arasındaki mesafenin yeterli olmaması
B) Lingual bar                En basit ve en konforlu ana bağlayıcı olması
C) Lingual plak              İndirekt tutuculuk için ana bağlayıcıya ihtiyaç duyulması
D) Lingual plak              Anterior dişlerin splintlenmesi
E) Lingual plak              Ağız tabanı ve alt anterior dişlerin gingival marjinleri arasındaki mesafenin yeterli olmaması


Doğru cevap: B


Bu soru temelde yanlış olmamakla birlikte, seçeneklerdekilerin tümü uç düzeyde kısaltmalardır. Hiçbir hekimin tüm maddelerin kısaltmalarını bilme yükümlülüğü yoktur. Kısaltmaların Türk Dil Kurumunda yeri de yoktur. Belki de aynı uzun isme farklı hekimler kolay hatırlamak için farklı kısaltma kodları kullanabilirler.

Klinik Bilimler 16. Soru


16. Metal destekli seramik kuronlar için dişlerin fonksiyonel tüberküllerinde en az kaç mm’lik indirgeme yapılmalıdır?


A) 1,0
B) 1,5
C) 2,0
D) 2,5
E) 3,0


Doğru cevap: C


Temel textbooklara göre metal destekli seramik uygulamalarında uygulanacak preparasyon miktarı en az 1,5 mm olmak zorundadır. Ayrıca insizal ve oklüzal yüzeylerde en az 0,5 mm kadar daha fazla kesim yapılmalıdır. Dolayısıyla fonksiyonel tüberkülleride preparasyon miktarı en az 2 mm olmaktadır.

Bu sorunun Shillinburg, Fundamentals of Fixed Prosthodontics kitabının 3. baskısının 149. sayfasından aynen sorulduğu anlaşılmaktadır. Kitabın ilgili bölümünün taranmış görüntüsü aşağıdadır. Ancak çok küçük farklarla seçeneklerin verildiği rakamsal soruların uluslararası ölçülere uymadığı da açıktır.

Sonuç olarak soruda hata yoktur.


Klinik Bilimler 17. Soru


1     7. Aşağıdakilerden hangisi “overdenture” protezlerin avantajlarından biri değildir?

    A) Psikolojik travmanın azalması

    B) Doğal dişlerin derin duyusunun korunması   

    C) Alveolar kemiğin korunması

    D) Mevcut doğal dişlerin korunması

    E) Estetik olması

 

Doğru cevap: YOK

 

Bu soru; total protezin tüm kaynakları tekrar gözden geçirilerek incelenmiş ve tüm seçeneklerin overdenture protezlerin avantajlarından olduğu tespit edilmiştir. Referansı ve ilgili kaynağın görüntüleri aşağıdadır:

 

Textbook Of Complete Dentures Sixth Edition, sayfa 269

Overdenture protezlerin avantajları:

1- Hastaya fizyolojik rahatlık sağlar.

2- Diş köklerinin ağızda kalması periodontal ligament aracılığı ile yük gelmesi çevreleyen kemiğin rezorpsiyonunu azaltır, rezidüel kretin korunmasına katkıda bulunur.

3- Kalan kökler anterior bölgede ise kemik varlığı dudak desteğineve bu sayede estetiğe katkıda bulunur.

4- Propriosection, (çiğneme hissinin devamı) Dişlerin çekilmesiyle periodontal ligamentte bulunan reseptörler kayba uğrar. Kalan kökler bu reseptörleri uyarır ve tat alma , dişlerin temasta hissedilmesini sağlar.

5- Okluzyon ve estetiği düzeltir.

6- Protezin tutuculuğu ve stabilitesi artar. Kopinglerin kendileri ya da üzerine yerleştirilen tutucular retansiyona katkıda bulunur. Tutucu olarak hassas tutucu veya titanyum mıknatıslar kullanılır.

7- Psikolojik etki; Hasta tarafından ağızda kalmış dişlerin varlığı hastaya moral verir.

Overdenture protezlerin endikasyonları:

1- Restore edilemeyecek kadar madde kaybına uğramış az sayıda dişin kaldığı klask  bölümlü protez uygulanacak vakalar

2-  Konjenital veya kazanılmış maksillofasial defekti olan vakalar

3-  Aşırı aşınma nedeniyle okluzyon dikey boyutunun kaybolduğu vakalar

4-  Genç hastalar

5-  Karşıt çenede doğal ön dişlerin varlığı

6- Restorasyon yapılmasının zor olduğu durumlar (ağız kuruluğu, aşırı kret rezorbsiyonu)

Overdenture protezlerin kontrendikasyonları:

1-  Ağız hijyeni kötü hastalar

2-  Pahalı

3-  Alışılmış total protezlerden daha hacimli

4-  Dişlere endodontik ve periodontal tedavi gerekir.

5-  Çeneler arası mesafe yeterli olmalı

6-  Asla sabit protezlere alternatif değildir.

7-  Plak birikiminin aşırı olduğu vakalar

8- Cerrahi olarak düzeltilemeyen yumuşak doku defektleri

Overdenturların dezavantajları:

1- Kök- kanal dolgusunun yapılması; Yaşlılarda tıkalı kanallar dolayısıyla bu işlem zordur.

2- Kökleri bir overdenture ile kaplamak çürük riskini arttırır. Hastaya hijyen konusunda bilgi verilmeli,polisajlı yüzey oluşturulmalı, kök kanalının koronal kısmı florid içeren cam ionomer simanla örtülmelidir.

3- Periodontal problem;Destek dişin üzerinin overdenture ile örtülmesi periodontal sorunlara neden olur.

4- Destek diş seçimi, genellikle mandibular protezde sorun olduğundan tek ve uzun köklü dişler destek  olarak alınmalı. Diğer zayıf dişler çekilmelidir.

Overdenture protezlerin komplikasyonları:

1- Protez kaidesi irritasyonu

2- Ağız hijyeni olmayanlarda periodontal problemler.

3- Destek kaybı

4- Destek diş preparasyonu yetersiz ise akrilikte kırılma

5-Başlıkların aşınması

Klinik Bilimler 37. Soru


37. Aşağıdaki hastalıklardan hangisinde makroglossi görülmez?

A) Amiloidoz
B) Papiller hiperplazi
C) Akromegali
D) Kretinizim
E) Down sendromu


Doğru cevap: B


Soru, Oral Diagnoz ve Radyoloji sorusudur. İlgili ders notumuzun sayfa görüntüsü ektedir. Soruda hiçbir problem yoktur. Kaldı ki “Papiller hiperplazi” gibi çok açık bir doğru cevap varken, bunun tartışılması doğru değildir.


Papilla hipertrofileri:

• Aşırı sigara
• Alkol
• Sıcak yiyecekler
• Friksiyon
• Düzensiz diş yüzeyleri
• Baharatlar

Nedenlere bağlı olarak görülür. Dilde büyümeye neden olmaz, sadece bölgesel dil papillalarında hiperplazi olur.


Ders notu: 211 ve 213. Sayfa

Klinik Bilimler 60. Soru


60. Dudak-damak yarıkları, embriyonik kraniofasiyal gelişimin hangi evresinde ortaya çıkar?

A) Germ tabakası oluşumu evresi
B) Nöral tüp oluşumu evresi
C) Hücre topluluklarının oluşumu, göçü ve etkileşimi evresi
D) Organ sistemlerinin oluşumu evresi
E) Dokuların en son farklılaşma evresi


Doğru cevap: D


Soru doğrudur, aşağıdaki tablodan sorulmuştur.



Klinik Bilimler 67. Soru


67) Aşağıdakilerden hangisi rezin esaslı kanal dolgu maddesi değildir?

A) RoekoSeal
B) Epiphany
C) AH26
D) Diaket
E) EndoREZ


Doğru cevap: A


Bu soru teknik olarak hatalıdır, kesinlikle iptal edilmelidir. Çünkü seçeneklerdekilerin tümü ticari şirketlere ait markalardır ve seçeneklerde geçen her markanın piyasada alternatifleri de mevcuttur. Bu soru ile ilgili bilinmesi gerekn bilgiler ise kök kanal dolgu patlarının içerikleri, genel özellikleri ve birbirlerine göre farklılıkları olmalıdır. Ticari marka bilgisi ve içeriği hekim tarafından bilinmesi gereken bir bilgi değildir.

Kök kanal dolgu patlarının içerikleri ile ilgili bilgi düzeyini ölçmeye yönelik bir soru. Öğrencinin yeni çıkan markaları ne kadar bildiğini belirlemek için sorulmuş olabilir.


RoekoSeal (Roekop / Coltene / Whaledent, Langenau Germany) (silikon esaslı) polimetilsiloksan bazlı kök kanal dolgu materyalidir. Düşük sitotoksiktir. Tek dozluk enjeksiyonlu kapsül olarak sunulmaktadır. GuttaFlow da silikon esaslı kanal dolgu patlarına bir örnektir.

Epiphany (Pentron Clinical Technologies) (multi-metakrilat rezin), dual-curable yapıda bir sistemdir. Biyouyumlu bir yapıdadır. Guta perka yerine Resilon ile kullanımı önerilmektedir. Bu yapı ile kök kanalını kuvvetlendirdiği belirtilmektedir.

AH26 (Dentsply International / Maillerfer) (epoksi rezin), toz likit yapıdadır. Karışımın akıcı özelliği, dentini hermetik olarak kapama özelliği oldukça iyidir. Yeterli çalışma zamanı sunmaktadır. İlk karıştırıldığında oldukça toksik bir yapıdadır. Yeni formülasyon olarak pat-pat sistemi olan AH-Plus çıkarılmıştır.

Diaket (3M / ESPE Minneapolis, MN) (polivinil rezin) 1950’lerde üretilmiş güçlendirilmiş rezin şelatlı çinko oksit yapıdadır. Sızdırmazlık konusunda güçlü özelliğe sahiptir.

Endorez (Ultradent, South Jordon, UT) (single-metakrilat rezin) hidrofilik özellği olan ve bu sayede dentin tübüllerine iyi penetre olabilen bir yapıdır. Sistem Epiphany-Resilon gibi kendi obturasyon materyali ile birlikte sunulmaktadır.